Okuyucuma!



Sağlam dişler, bir de sağlam mide-

Budur dileğim senin için!

Sindirebildinse kitabımı,

Barıştı demektir benimle yıldızın!



Nietzsche



Koridor

Teneffüslerde koridorda kapıya yakın yürümeyin. Açılırsa yüzünüze çarpabilir. Şimdi bu yüzden mi hep koridorun ortasından yürüyorum. O küçük okuldan mezun oldum ve şimdi bu okuldan da mezun olacağım.



Koridorlar hep mi birbirine benzeyecek?


Tozlu sınıflar... Sıraların üzerine kazınmış isimler... Bir gün benim ismimi de bulan olacak mı acaba o insan kalabalığının içinde?


Çok özlüyorum şimdi eskiyi. "Sürekli eskiye dönüyorsun!" diyordu bana. "Geçmişinden kurtul artık!"


Silip atmak kolay mı sanıyorsun sen? Kurtulmak kolayca bu labirentin koridorlarından?


Her köşeyi dönüşümde çıkmazlara mı düşeceğim? Boşuna mı dolaşıyorum, oradan oraya boşuna mı sıçrıyorum?


Kapısı olmayan koridorlarda kaybolmuş gidiyorum. Uzun ince bir yol... Sonunu bulamamaktan korkuyorum. Nefes alamamaktan... Düzlüğe çıkamamaktan... Beyaz ışığı görememekten...


Keskin bir rutubet kokusu var kalbimin labirentleşmiş koridorlarında. Yürüyorum. Rutubet kokusu, toz kokusuna karışıyor. Yürüyorum. Bir çıkış yolu arıyorum. Keskin soğuk iliklerime işlemeye başlıyor. Yürüyorum. Karşıma bir kapı çıkıyor. Kocaman, dev, kalın, aşılmaz bir kapı. Ama anahtar deliği yok bu kapının. Zorluyorum. Açılmıyor. Bir işaret, bir iz... Bulamıyorum.


Buradan mı girmiştim ben bu labirente? Çıkmaz sokaklarında kaybolduğum...


O an aklıma en çok nefret ettiklerim geliyor. Beni en çok kıran, hayal kırıklığına uğratan insanlar. Birden onlara karşı içimde dayanılmaz bir acıma duyuyorum ve hepsini affediyorum.


Ve birden kapı açılmaya başlıyor...


Ve ben ışığı görüyorum, rutubetli, toz kokan koridorlarımın sonunda...


19 Ekim 2006


Elif Ayvaz

Hiç yorum yok: