Okuyucuma!



Sağlam dişler, bir de sağlam mide-

Budur dileğim senin için!

Sindirebildinse kitabımı,

Barıştı demektir benimle yıldızın!



Nietzsche



Acı Masal

‘Acılarımı sakla, acılar masal olsun!’

         Böyle mi başlıyordu şarkısına adam? Acılar masal olsun. Masal olsun. Hep unutulsun. Acı sadece masalda yaşanıp biten bir şey olsun.

         ‘Neden hep hüzünlü bakıyor gözlerin?’ diyorsun ya bana bilmiyorum. Cevabı da bilmiyorum, nedenini de bilmiyorum. Aslında herkesin içinde hüzün. Herkesin içinde acı. Ama sadece sen benim gözlerime bu kadar dikkatli bakıyorsun. Tüm insanların yüzlerine baksan benim aslında diğerleri gibi olduğumu göreceksin. Onlar kadar hüzünlü, onlar kadar acıya yatkın.
         Bakmayı öğrenmek gerek belki de. Ha, ne dersin?

         Elif Ayvaz
         28 Şubat 2011

Kırgın Monologlar - II

-Peki ruhunu hangi şeytana sattın?
         -En son harabe bir kalbe emanete etmiştim onu.
         -Neden bu kadar üzgünsün?
         -Sadece kırgınım rüzgara saçlarıma esmediği için…
         

Çürümüş Cennet Kokusu

İçki şişesinin dibinde gördüğün kadar güzel değildir hayat!
Ve aynadaki yansıman kadar
Yakın değildir hiçbir umut.

Nereye gidersen git
Peşini bırakmaz paslı geçmişin
Oysa geleceğini göreceğini sanırsın sen aynalarda
Sen, sen olmadıktan sonra neye yarar ki aynalar?
Sen
Sen olmadıktan sonra.

Kimsesiz bir sokak kızının dudaklarından dökülür
Aşkın
Anlamsız bakışlar fırlatır yüzüne
Bilmez ki o aşkı
Yanmayı,
senin gibi öpmeyi
o sokakları bilir
yalnız evlerin yalnız adamlarının şiirlerini bilir
çünki dudaklarında prangalanmıştır sevgi sözcükleri
O yalnızca çürümüş cennetin kokusunu taşır dudaklarında

Ellerimde oku diye verdiğin
Kitabın kokusu
Kendimi sana adayacak mıyım diye bakıyorsun ya
Peki sen
Sana verdiğim gülleri
Poker masasında mı bıraktın?
Ya da hangi eskiciye sattın?!

Tüm yaşanmışlıkları bırak bir kenara
Kızmayı bırak
Verilen sözleri bırak
Alamadığın, göremediğin aşkı bırak
Çünkü
Ben değilim o ilah!
sadece
İçindeki yetim çocuğa yalnızlık bağışlamaya geldim ben bu gece!

Kızgın olduğunu biliyorum
Kırgın olduğunu da
ama elimden gelmez benim
aşk perisi olmak
gözlerinle ördüğün gelinlik
iki beden büyük çünkü.

Elif Ayvaz
25 Nisan 2011

Ayaklarıma Yılanlar Dolanır

Medet umduğun
            Medusa’nın saçlarından
            Ayaklarıma yılanlar dolanır.

Tamam;
Baştan anlatalım:
Bir ayağı ölüme 
Bir ayağı imkânsıza uzanan bir
Aşk bizimkisi.

Randevulaştığım o şehirde
Saat kulesinin altında
Ben hep kendimi sana verdim!

Ah! Göremezler.
Bilemezler ki
Senin neden sevdiğimi
Asla
Asla bilemezler!

Hep sustum, hep sakladım seni
İçimde.
Anlatamadım kendime bile
Şiirlerine ağladım her gece
Anlatamadım kendime bile.

Kırmızı rujumu hep sana sürdüm.
Gülüşlerimi sana sakladım.
Saçlarımdaki yağmurları sana biriktirdim.
-ki hep ıslanma dersin-
Hep de istedim
Hep düşün istedim
Hep aklında olayım istedim.
O kadının yerini almayı istedim.

Seneler devrilir, mevsimler geçer
Baharlar yiter gider.
Beklerim hep
Gel diye beklerim
Hep bana gelesin diye beklerim.

Gözünde hep saftım, temizdim.
Sebebidir yağmurda ıslanmamın
Öyle bil istedim!

Ben sensiz bir hiçim!

Şimdi;
Medet umduğun
            Medusa’nın saçlarından
Ayaklarıma yılanlar dolanır.
Kirlenmekteyim!

Elif Ayvaz
09 Nisan 2011

Bir Aşkın Külleri

Bitip giden bir aşktan
Geriye kalan küller bunlar
Döküldükçe dökülen.

Pişmanım;
Çığlıklarının hiçbirini duymadım.
Hep kulaklarımı tıkadım.
Nasıl bir körlüktür ki bu aşk
Kendi sesimi bile yabancı saydım.

Şimdiyse heybemde kalan
Ne diye bakmaktayım:
Koca, koskoca bir hiç!
Değdi mi peki bu kadar 
Hırpalanmaya?
Kaybettiğim insanlara?

Ben;
Sen diye hep ona sarıldım!
Ki;
Sen değildi hiçbir adam.
(Sen gibi değildi hiçbiri.)

Aşk diye sarıp sarmaladığım
Komedinin külleri
Üzerime savrulur şimdi
Zamanın yelleri tarafından.
Pişmanlığım ellerimden kanar

Oysa hep sen haklıydın.
Bense hep kendime kandım!
Şimdi hep kanar dizlerim
Dilimde paralanır
Acı sözlerin jiletleri.

Peki sen adam;
Alır mısın beni yine kollarına?
İzin verir misin yine
Sesine sığınmama?

Elif Ayvaz
09 Nisan 2011 

Geveze Monologlar - I

-          Bu kadar gizemli olmak zorunda mısın sanki?
-          Gizemli miyim ki?
-          Evet, fazlasıyla!
-          Gizemli olmak için özel bir çaba sarf etmiyorum ki öyle olduğumu da düşünmüyorum.
-          Seni çözebilmek çok zor.
-          Neden istiyorsun ki bunu.
-          Anlayabilmek için.
-          Sadece dinle o zaman…

Hüzünbaz Oyunlar

Hüzünbaz oyunlar bizimkisi
Cevaplarını bildiğin soruları
Yeniden yeniden sormak
Her defasında üzüleceğini
Bile bile, haykıra haykıra
Aynı cevapları vermek
Ve bile bile
Aynı cevaplara üzülmek.


Her gece aynı hüzne uyumak
Ve her sabah aynı hüzne uyanmak
Boğulmak belki de yavaş yavaş
Fark etmeden…
Ya da bile bile lades!


Adı ne olursa olsun
Sadece acı bir kayıp bu!