Okuyucuma!



Sağlam dişler, bir de sağlam mide-

Budur dileğim senin için!

Sindirebildinse kitabımı,

Barıştı demektir benimle yıldızın!



Nietzsche



Çürümüş Cennet Kokusu

İçki şişesinin dibinde gördüğün kadar güzel değildir hayat!
Ve aynadaki yansıman kadar
Yakın değildir hiçbir umut.

Nereye gidersen git
Peşini bırakmaz paslı geçmişin
Oysa geleceğini göreceğini sanırsın sen aynalarda
Sen, sen olmadıktan sonra neye yarar ki aynalar?
Sen
Sen olmadıktan sonra.

Kimsesiz bir sokak kızının dudaklarından dökülür
Aşkın
Anlamsız bakışlar fırlatır yüzüne
Bilmez ki o aşkı
Yanmayı,
senin gibi öpmeyi
o sokakları bilir
yalnız evlerin yalnız adamlarının şiirlerini bilir
çünki dudaklarında prangalanmıştır sevgi sözcükleri
O yalnızca çürümüş cennetin kokusunu taşır dudaklarında

Ellerimde oku diye verdiğin
Kitabın kokusu
Kendimi sana adayacak mıyım diye bakıyorsun ya
Peki sen
Sana verdiğim gülleri
Poker masasında mı bıraktın?
Ya da hangi eskiciye sattın?!

Tüm yaşanmışlıkları bırak bir kenara
Kızmayı bırak
Verilen sözleri bırak
Alamadığın, göremediğin aşkı bırak
Çünkü
Ben değilim o ilah!
sadece
İçindeki yetim çocuğa yalnızlık bağışlamaya geldim ben bu gece!

Kızgın olduğunu biliyorum
Kırgın olduğunu da
ama elimden gelmez benim
aşk perisi olmak
gözlerinle ördüğün gelinlik
iki beden büyük çünkü.

Elif Ayvaz
25 Nisan 2011

Hiç yorum yok: