Okuyucuma!



Sağlam dişler, bir de sağlam mide-

Budur dileğim senin için!

Sindirebildinse kitabımı,

Barıştı demektir benimle yıldızın!



Nietzsche



Berkin

         


         Küçücük bir çocuk. 15 yaşında daha. Bugün öldü o çocuk. Daha fazla dayanamadı küçücük yüreği. Yalnız bıraktı bizi.
         15 yaşında… 16 kilo…
         Kuş kadar kalmıştı. Kuş oldu uçtu Berkin.
         Canım o kadar acıyor ki… O kadar baskı yapıyor ki kalbime. Çocuk ya küçücük bir çocuk! O çocuk benim kardeşim de olabilirdi! :(
         Gözyaşlarımı tutamıyorum bir türlü. Nefes de alamıyorum. Fotoğraflarını paylaşıyorlar facebookta, twitterda. Gördükçe daha da kötü oluyorum.
         İnsan, ekmek görünce ağlar mı?! Biz ağlıyoruz işte. Bundan sonra her görüşümüzde de aynı düşünce geçecek aklımızdan.
         Ne acı! Ne acı ki bu ülkenin başındakiler tecavüzcü, soyguncu, çocuk katili… Utanmadan da “Emri ben verdim!” diyebiliyorlar.
         Ne acı ki hâlâ “Hırsız ama ben icraate bakarım!” diyebiliyor bazı özürlüler. Evet, özürlüler!
         “Dışarıda ne işi varmış, su testisi su yolunda kırılır.” Diyebiliyor bazı insan kılıklılar.
         “Ama o da taş atmış!” diye vicdanını rahatlatmaya çalışıyor bazı vicdanına sıçtıklarım.
          Hadi diyelim attı. 15 yaşında bir çocuğun attığı taşla bir merminin vereceği zarar aynı çünkü. Mermi ya bu mermi!
        
         Bugün okulda arkadaşlarımız da oturma eylemi yaptılar. Akşam 18.00’da da El Heykeli’nde toplanıldı. Katılmadım. Katılamıyorum. Nefes alamıyorum ki. Boğazımdaki bu yumru geçmiyor. Bu acı katlanılacak gibi değil.
         Katillerin kalpleri kurusun inşallah. Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın ama yatacak yeriniz yok resmen. Elbet gün gelecek değişecek bu düzen. Yaptıklarınızın cezasını çekeceğiniz günleri göreceğim. Biraz da Berkin için de atacak bu kalbim bu günden sonra. Allah sizi bildiği gibi yapsın!


         Berkin, ablacım, rahat uyu. Sen rahat uyu. Biz uyandıracağız kalan Berkinleri. Söz veriyorum senin için okuyacağım tüm kitapları.