Okuyucuma!



Sağlam dişler, bir de sağlam mide-

Budur dileğim senin için!

Sindirebildinse kitabımı,

Barıştı demektir benimle yıldızın!



Nietzsche



Eleştiri


Kaybettiklerimden ders almaya çalıştım bu güne dek. Üzüldüm elbet, fakat dik durmaya çalıştım her daim. Zor zamanlar geçirsem bile kimsenin önünde yılgınlık belirtisi göstermedim.
         Eleştiriler, övgülerden çok daha önemli oldu hayatımda. Hep de öyle olacak. Bir şeyi başarabiliyorsam, kolayca üstesinden gelebiliyorsam zaten sorun yoktur ortada. Ama başarmak/kotarmak için çok uğraştığım bir işte çok fazla eleştiri alıyorsam da biliyorum ki doğru yolda ilerliyorum. Çünkü en olumsuz eleştirilerde bile iyi bir yan görmeye, kendime bir sonuç-yol haritası çıkarmaya çalışıyorum. Nitekim bir sonraki denememde de güzel sonuçlarını elde edebiliyor olmamdan başardığım da anlaşılıyor.
         Neyse efenim gelelim konunun özüne: Ben insanlar neden bu kadar eleştirilmekten korkar bir türlü anlayamıyorum. Yani başkasını eleştirirken tamam, ama kendilerine gelince mi sorun var. Tuhaf doğrusu. Hem eleştiriden bu kadar kaçıyorlar hem de dikenli dilleriyle yalıyorlar etrafa saçılan şekerleri. Önce toplayıp sonra dağıtıyorlar; önce dağıtıp sonra topluyorlar.
Oysa kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapma, demişler.
Anlamak ne zor tüm bunları, olanları…

Hiç yorum yok: