Okuyucuma!



Sağlam dişler, bir de sağlam mide-

Budur dileğim senin için!

Sindirebildinse kitabımı,

Barıştı demektir benimle yıldızın!



Nietzsche



-Bu yazı çok uzağa değil, karşıya!-


Anlatamıyorum!
Anlatamıyorum! Seni niçin bu kadar çok sevdiğimi anlatamıyorum insanlara. Belki de anlatmamalıyım. Bilmiyorum. Ama anlatma ihtiyacı da duyuyorum.
Çok çok uzun zamandır böyle şeyler hissetmiyordum üstelik. Dünyam değişti resmen. Sırrı dökülmüş bir ayna gibi çocuk! Titriyorum karşında ama farkında değilsin. Nasıl bir körlüktür ki bu önündekini görmüyorsun?!
Bilmiyorum.
Hiçbir şey bilmiyorum artık. Unuttum bütün ezberlediklerimi. Sana ulaşamıyorum da. Resmen ilan-ı aşk ettim sana. Görmüyorsun beni ya da kabul etmek istemiyorsun. Başka biri yapsa koymazdı da bu reddediliş sen yapınca çok fena yaptı beni. Çok istiyordum. O kadar çok istiyordum seni! Hâlâ da istiyorum.
Seviyorum çünkü. Durduk yerde âşık oldum. Uzaktan hem de. Yaklaşmaya çalıştıkça sevdim. Uzaklaştıkça sevdim. Hakkında öğrendiklerimi sevdim. Duyduklarımı sevdim. İnandıklarımı ve inanmadıklarımı sevdim. Hikâyeni sevdim. Şehir efsaneni sevdim. Ben acılarını bile sevdim senin.
Anlatamıyorum!
Anlatamıyorum sana kendimi. Boy, pos, güzellik, yakışıklılık değil benim derdim. Kılıflar değil! Güzel de değilim üstelik, biliyorum. Ama sevdim işte, aşka bir açıklaması yok ki. Başka türlüsünü yapamam ki.
‘Seninle ne zaman konuşsam, kalbimin sesini duyma diye uzun uzun lafa tutuyorum… Anlıyorsun değil mi?’’
Yapamıyorum ki başka türlüsünü. Uzak durmaya çalışıyorum. Düşünmemeye çalışıyorum. Ama olmuyor. Yapamıyorum.
Acı veriyor. Görünce mutlu oluyorum. Sonra üzülüyorum. Sonra bir şey oluyor. Ufacık bir şey. Mutlu oluyorum. Bana değil üstelik. Benim için değil. Ama kendimi mutlu hissetmeme yetiyor işte. Gözlemliyorum. Gülüşünü, mimiklerini… Bir şeyi anlatmanı. Cevap verirken aynı zamanda umursamazlığını… Hepsini biliyorum artık. Ama yine de sana yaklaşamıyorum. Oysa ne kadar çok isterdim. Ne kadar çok istiyorum.
Kim derdi ki bir gün –sırf arkadaşım görev aldı diye- gittiğim bir yerde şiir okuyan bir adama âşık olacağım! Sonra onu yaklaşık bir yıl boyunca göremeyeceğim.karşılaştığımda da her şey yeniden başlayacak. Komik. Tahmin bile edemezdim böyle bir şeyi. Ama oluyor. Oldu.
Hatta trajikomik! Karşında bu kadar savunmasız, bu kadar zayıf olmam yalnızca trajikomik!
Bir çıkış yolu göster artık bana.
Ya sev ya da sev!
Efsaneler anlatıp deliyi yanlış yerde arattırma. Nerede olduğunu ikimiz de iyi biliyoruz. Bırak da deliyi seveyim. Bırak da deli kalbinin kilitlerini açsın, duvarlarını yıksın. Kimseye bir şey olmaz, emin ol.
Hepimiz güvendeyiz.

Elif.

2 yorum:

darkolivee dedi ki...

merhaba
benim 500. izleyicimsin :)
çekilişte bol şans diliyorum...

sevgiler

Elif Ayvaz dedi ki...

Teşekkürler. :)