Okuyucuma!



Sağlam dişler, bir de sağlam mide-

Budur dileğim senin için!

Sindirebildinse kitabımı,

Barıştı demektir benimle yıldızın!



Nietzsche



Bazen



Bazen anlatırsın anlatırsın anlamazlar. Kendi bildiklerini okumaya devam ederler. Bazen kırılırlar ama senin de kırılabileceğini hiç düşünmezler. İşte böyle zamanlarda gitmek istersin. Kaybolmak, yok olmak istersin. Kimse bulamasın da seni sorunlar çözülsün istersin.
Bazen insanlar senin ne kadar kötü durumda olduğunu görmemekte ısrar ederler hatta. Bağırırsın suratlarına ama yüzlerini çevirirler. Sonra da soru sormayı bilirler yalnızca. Hatta hep kötü olmandan, depresyondan çıkamamandan falan bahsederler. Dinlersin. Yalnızca dinlersin. Gülüp geçersin bazen. Sinirli cevaplar verirsin bazen de. Yine kızarlar, kırılırlar. Çünkü yasak şeylerden birini yapmışsındır sen. Hakkın yoktur ki senin kötü hissetmeye, bunalımlara girmeye, insanlara surat asmaya… Hem neden olsun ki?! Olmaz, olamaz.
Bazen sadece susmak istersin. Sadece susmak ve uyumak… Ama yine anlatamazsın. Rahat da bırakmazlar. Sorular, sorular… Bitmek tükenmek bilmeyen sorular… Bilmezler ki Ege’nin havası gibidir ruh hallerin. Bir gün güneşli, bir gün yağmurlu; bir saat kar, bir saat rüzgâr… Bilmezler ki… Başka sebeplere bağlarlar da bu basit şeyi düşünemezler.
Bazen kendini her yerde huzursuz hissedersin. En güvenli yerin anne karnındır. O yüzden hep cenin pozisyonunda uyursun hatta. Ama bunu bile anlayamazlar.
Bazen sebepsiz yere hüzünlenirsin, bazen anıların gelir aklına, üzülürsün. Bazen yalnız kalmak da isteyebilirsin.
Bazen bazı şeylerin değişmesini ve bazı şeylerin de hiç değişmemesini umut edebilirsin.

Hiç yorum yok: