Okuyucuma!



Sağlam dişler, bir de sağlam mide-

Budur dileğim senin için!

Sindirebildinse kitabımı,

Barıştı demektir benimle yıldızın!



Nietzsche



Sahil


Dalgalar ayaklarının dibindeki kayaları yalıyordu ikide bir. Dalgaların böyle aniden gelip ağır ağır geri çekilmesi korkutuyordu hep onu. Alıp götüreceklermiş gibi. Sıkıca sarılıyordu yanındaki adama. Üşüyordu da belli ki. Ceketinin kollarını çekiştirip duruyordu sürekli, küçük parmakları kayboluyordu.
Adamın söylediklerini anlamazlığa vuruyordu bir süredir. Buraya sadece gezmeye gelmişti ama adam başka şeyle ummuştu besbelli. Eli sürekli belinden aşağı kayıyordu zaten. Kız anlamıyormuş gibi kıpırdıyordu arada. Adam da çekiyordu elini.
Burası onun hayalindeki şehirdi. Yıllardır burada nefes alışının hayalini kurmuştu kafasında. Üzerindeki kıyafetten, çevresinden akıp giden insanlara kadar hatta. Ama bu adamı düşlememişti.
Bir yandan sonsuz olmasını istiyordu bir yandan da artık bitmesini. Çünkü biliyordu adamın niyetini artık. Bu kadar geç anladığı için de kendine kızmayı da ihmal etmiyordu üstelik. Bunu anlamak için kaç kilometre yol gelmişti. Adamın eli de inatla aşağıya kayıyordu.
Bir yandan da anlam veremiyordu tüm bu olanlara. Koskoca adamın neden kızı yaşındaki biriyle dost olmak istemesine. Dost diye diye sarılmasına, aşağıya kayan eline.
Demek ki bazıları genç seviyordu…


Hiç yorum yok: