Okuyucuma!



Sağlam dişler, bir de sağlam mide-

Budur dileğim senin için!

Sindirebildinse kitabımı,

Barıştı demektir benimle yıldızın!



Nietzsche



Sana...


    
Sen böyle ortalıktan kaybolduğunda ben çok üzülüyorum ki... Üstelik nasıl bir yalnızlık duygusudur bu! Başa çıkamıyorum bazen. İlla sen, hep sen olmalısın.
Başka kimseye ihtiyacım yok-muş benim!
Her yol, herkes sana çıkıyor aslında. Kimi sevsem bir süre sonra sen oluyor. Önüne geçemiyorum bunun. Biliyorum böyle yapmamalıyım. Bunu sen de söyledin. Öyle de istiyorsun ama elimde değil. Hiç kimse sen değil ki, ben ne yapayım…
Deniyorum. İnan bana deniyorum. Daha normal, daha alışılmış, daha sağlıklı bir ilişki olması için elimden geleni yapıyorum. Ama olmuyor. Beceremiyorum bir türlü. Bunu yaparken ona da zarar vermiş olmuyor muyum, onun suçu ne peki?! Peki bunu ona yapmaya hakkım var mı?!
Yok!
Yok…
Onu seviyorum oysa. Daha çok yeni ama yine de seviyorum. Kötü biri de değil. Konuşabiliyoruz da, eğlenebiliyoruz da… Ama… Ama işte.
Onu severken bile seni çok özlüyorum. Canım da çok acıyor üstelik. Biliyorum hep yanımda olacaksın ama kendimi buna inandıramıyorum bir türlü. Sanki seni kaybediyormuşum gibi hissediyorum. Nefes alamıyorum böyle zamanlarda.
Niye böyle oluyor?! Neden kendimi –hep- çok kötü hissediyorum. Neden bir şey değişmeyecek dediğin halde her şey çok farklı?! Neden bu kadar sessizsin peki?! Senden kendini geri çekmeni kim istedi ki?!
‘Beni çok fazla merak etme!’’ dediğin günü hatırlıyor musun? Arabayla karşıda dolaştığımız o günü. Yağmur çiseliyordu hani. Sizin o tarafta eylem vardı da trafiği kapatmışlardı bir taraftan. Park yeri bulabilmek için bütün semti dolaşmıştık da sinir olmuştun hani. Çok kızmıştım o gün sana. O gün karar vermiştim artık bulutların üzerinden inmeye. ‘En yakın zamanda birini bulacağım.’ demiştim o sinirle. Ama aradığımı sanma sakın. Ben istemedim hiç. Aramadım da. Birdenbire oldu. Belki de gerçekten kızdım sana o yüzden böyle yaptım. Bilemiyorum ama bildiğim tek şey çok acı verdiği. Arada kalmış hissediyorum kendimi üstelik. Sen ve o. Kıyaslamamam da gerek,
değil mi? Sen değil ki zaten kimse. Kıyaslamıyorum. Ama seni özlüyorum her dakikasında.
         Sen benim dünyamsın! Hiç söylemedim belki bu güne kadar bunları sana ama sen benim dünyamsım! Sahip olamadığım, sahip olduğum kocaman dünyamsın. Benim her şeyimsin. Sadece aşk, sevgi değil içimdeki. En yakın arkadaşımsın, dostumsun, sırdaşımsın, abimsin, babamsın… En çok da sevgilisin.
Hayır, kafam karışık değil. Ve neden böyle davrandığının da farkındayım. Ama inan kafam karışık değil. Hiç sorun da çıkarmayacağım üstelik. Elimden gelenin en iyisini yapacağıma emin olabilirsin. Ama teminat veremem yine de. Gittiği yere kadar sadece.


Hiç yorum yok: