Bazen
anlatırsın anlatırsın anlamazlar. Kendi bildiklerini okumaya devam ederler.
Bazen kırılırlar ama senin de kırılabileceğini hiç düşünmezler. İşte böyle
zamanlarda gitmek istersin. Kaybolmak, yok olmak istersin. Kimse bulamasın da
seni sorunlar çözülsün istersin.
Bazen
insanlar senin ne kadar kötü durumda olduğunu görmemekte ısrar ederler hatta.
Bağırırsın suratlarına ama yüzlerini çevirirler. Sonra da soru sormayı bilirler
yalnızca. Hatta hep kötü olmandan, depresyondan çıkamamandan falan bahsederler.
Dinlersin. Yalnızca dinlersin. Gülüp geçersin bazen. Sinirli cevaplar verirsin
bazen de. Yine kızarlar, kırılırlar. Çünkü yasak şeylerden birini yapmışsındır
sen. Hakkın yoktur ki senin kötü hissetmeye, bunalımlara girmeye, insanlara
surat asmaya… Hem neden olsun ki?! Olmaz, olamaz.
Bazen
sadece susmak istersin. Sadece susmak ve uyumak… Ama yine anlatamazsın. Rahat
da bırakmazlar. Sorular, sorular… Bitmek tükenmek bilmeyen sorular… Bilmezler
ki Ege’nin havası gibidir ruh hallerin. Bir gün güneşli, bir gün yağmurlu; bir
saat kar, bir saat rüzgâr… Bilmezler ki… Başka sebeplere bağlarlar da bu basit şeyi
düşünemezler.
Bazen
kendini her yerde huzursuz hissedersin. En güvenli yerin anne karnındır. O
yüzden hep cenin pozisyonunda uyursun hatta. Ama bunu bile anlayamazlar.
Bazen
sebepsiz yere hüzünlenirsin, bazen anıların gelir aklına, üzülürsün. Bazen yalnız
kalmak da isteyebilirsin.
Bazen
bazı şeylerin değişmesini ve bazı şeylerin de hiç değişmemesini umut
edebilirsin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder