Başını yukarıya, ağaçların da
yukarısına dikmiş bakıyordu sadece. Ötesini, daha ötesini görmek ister gibi bir
hali vardı. Ağacın kuru dalları sallanıyordu bir o yana bir bu yana. “Hava
soğuk galiba.” diye düşündü.
On dakikadır soğukta olduğu yerden
kıpırdamadan üzerindeki incecik hırkayla dikilmesine rağmen gözlerini bile
kırpmamıştı. İçindeki göle siyah bir sıvı damlıyordu. Ama o sadece gökyüzüne
bakıyordu. Bütün vücudunun siyah sıvıyla kaplandığını hissediyordu ama o sadece
gökyüzüne bakıyordu.
Bacakları çıplaktı. Çorap giymeyi
sevmiyordu. Hırka ısıtırdı nasılsa kalbini. Ama bugün nedense soğuğu da hiç
hissedemiyordu?! Gökyüzü de çok sıkıcıydı bugün. Gözlerini bile kırpmamıştı.
Ne uzun zamandır orada beklediğini
düşündü birden. “Gelmeyecek galiba.” diye mırıldandı, “Söz vermişti, gelecekti.”
dedi. Bir damla daha düştü göle.
Vücudunun ne zamandan beri bir göle
dönüştüğünü ve siyah bir sıvıyla dolmaya başladığını hatırlayamıyordu bir
türlü. Kalbine yaklaştığını duyabiliyordu sadece. Her damlada dünya
yankılanıyordu zaten.
Göz kapakları gittikçe daha ağır
geliyordu gözlerine. İnatla açık tutmaya çalışıyordu ama olmuyordu. Ağacın kuru
dalları rüzgarda savruldukça kalbini çiziyordu. Sıkılmaya başlamıştı
beklemekten. Biraz daha bekleyecekti. Gelmezse gidecekti artık. Yapacak bir
sürü işi vardı zaten.
Rüzgar şiddetini arttırmıştı. Dallar daha
çok sallanmaya başladılar. Gitmeye karar verdi en sonunda. Burada kuru dallarla
beklemenin anlamı yoktu. Kalbi çizik içinde kalmıştı. Arkasını döndü.
- Ne zamandır oradasın sen?
- En başından beri?
- Neden sesini çıkarmıyorsun?
- Seni izliyordum?
- …
- …
- Getirdin mi?
- Evet.
- Ver şunu hadi. Sıkıldım bu
dünyadan.
- Al.
Aldı.
Bir şey demeden arkasını döndü ve uzaklaşmaya başladı. Onunla arasında bir bağ
kalmamıştı ki ne diyecekti. Hışımla açtı torbanın ağzını. Dikkatlice çıkardı
içindekileri. Eski bir dosta bakar gibi baktı. Uzun uzun. Sonra sırtına
geçirdi.
Kanatlarını.
Göl
damlamayı bıraktı. Dünya sessizleşti. Bir çift kanat takmış kız yavaş yavaş
uzaklaştı.
5 yorum:
öykümsüleri bi başka seviyom :)
:) Teşekkür ederim.
hiç uzatmadan,hiç sıkmadan,hiç dolaylamadan,hiç abartmadan-mübalağa sanatını kast etmiyorum-,ve hiç didaktik öğelere başvurmaksızın finali yapmanız hoşuma gitti.içinde biraz masal olunca da katmerlendi bu sevincim.tabii ilk başlarda masalımsı anlatımdan yoksun,bilinçli yapıldığını düşünüyorum bunun da ve fantastik bir şekilde bitmesi de öykünün ayrı bir güzellik...düş ve gerçek.
not:hayli uzun zaman olmuş okumayalı sizi.hayat.
Teşekkür ederim. Mutlu oldum şimdi. :) Hem hasta hem de final haftamdayım çünkü. :)
Uzun zamandır bir şeyler yazamıyordum. Ya da yazıp siliyor, ya da yayınlamıyordum. Bir susma ihtiyacı geldi, çöreklendi içime. Atmaya çalışıyorum.
Bu yıl daha çok yazabilmek ümidiyle.
İyi yıllar bu arada. :)
Ben sizin takipçinizim zaten. Ayrıca gelip yorum bıraktığınızda blogunuzun da linkini bırakmış oluyorsunuz zaten. Ben profiliniz açıp bakabilir ve blogunuza gidebilirim. Lütfen her blogumun altına aynı yorumu yazmaktan vazgeçin.
Yorum Gönder