Eskiden üzgünken ya da sinirliyken
hemen kalem kağıda sarılırdım ki sinirimi/üzüntümü atabileyim içimden. Herhalde
ağlayamadığımdan yapıyordum bunu. Büyüdükçe bir sürü şey yazmanın önüne geçmeye
başladı. Oysa yazmak ihtiyaç/tı benim için. Nefes almak gibiydi…
Yazmak için yemeğimi, uykumu, ödevimi,
çalışmam gereken dersi bile bırakırdım. Hele ki bir öykünün, şiirin falan
peşine takıldıysam… Şimdilerdeyse yazmak en sona kaldı. Önceliğim olması
gerekirdi. Daha önemli ne var ki?!
Eski yollara, sokaklara, kokulara geri
dönmeli. Özlem gidermeli ve hiç gitmemeli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder