(Biz Kurban Bayramı’nda köye giderken yolda kaldık.)
Halil Ağabey= İsterseniz dönelim.
Babam= Ne yapalım? Dönelim mi?
Elif= Bilmem, siz bilirsiniz.
İsa= Dönmeyelim, dönmeyelim.
Elif= Buraya kadar geldik. Yayan gidelim.
Annem= Hadi gidelim bari.
Babam= Bismillah!
Halil Ağabey= Hayırlı yolculuklar!
Babam= Sağ ol ağabey, borcumuz ne kadar? Bozukluk yok ama…
Halil Ağabey= Sonra verirsin artık.
Elif= Baba, buradan bizim köye kaç kilometredir?
İsa= On.Elif= Oha be! O kadar olur mu hiç?
Babam= Beş kilometre vardır.
Elif= Nee? Şimdi beş kilometre yol mu yürüyeceğiz?
Babam= Uyduk sizin aklınıza, geri dönemeyiz artık.
Annem= Ayakkabıma su doldu. Dondum, dondum.
Babam= Yürüyün, yürüyün. Köy köy diye tutturdunuz alın size köy.
İsa= Ayy… Ayakkabım su aldı.
Babam= Daha alalı bir hafta oldu, ne çabuk eskittin be?
Elif= İsa hissediyorum, şu tepeyi aştık mı köy görünecek.
(Tepeyi aştık.)
İsa= Hani köy yok işte kaldık dağ başında.
Babam= Daha çok… Yol yarı bile olmadı. Ne çabuk pes ettiniz?
Annem= Yürüyemiyorum, ayaklarım hissetmiyor.
Babam= Yavaş yavaş yürü işte. Bizim arkamızdan da ayrılma!
Elif= Hadi geri dönelim. Bulamayacağız köyü.
Annem= Buradan geri dönüp de ne yapacağız?
Elif= Çaypınar’da kalırız.
Annem= Nerede kalacaksın? Kimseyi tanımıyorsun.
İsa= Her yerde akrabamız çıkıyor ya orada da vardır bir tane.
Babam= Olur, hiç işimiz yoktu da bir de geri döneceğiz. Görün bakalım bir daha getirir miyim ben sizi köye, cezalısınız kalın evde.
Elif- İsa= Yaaa!!!
Elif Ayvaz
'2003
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder