Okuyucuma!



Sağlam dişler, bir de sağlam mide-

Budur dileğim senin için!

Sindirebildinse kitabımı,

Barıştı demektir benimle yıldızın!



Nietzsche



Sayıklamalar - IV

Adam hançeri bastırcıkça kızın göğsüne kız daha da silikleşiyordu. Kanırttıkça kanırtıyordu adam. Adamın kollarında kız. Gülümsüyordu celladına herşeye rağmen. Üzerinde en sevdiği beyaz elbisesi... Uzun...

Adam... Oyun oynuyordu sanki. Yazıp yazıp oynuyordu.

Kız... Kukla gibi... İpleri çekildikçe kımıldıyordu.

Adamın kollarında kız:

- Meleğim... Seni çok seviyorum.

Kız... Yüzü daha da solgunlaşan, gülüşü belirginleşen:

- Seni seviyorum Adam.

Adam hançeri daha da bastırdı kızın kalbine. Kız biraz zoraki gülümsedi bu kez. Gözleri adamın gözlerinde.

-Meleğim... Meleğim, ölme!

Sayıklamalar – III

- Ruhum kopuyor bedenimden. Kabullenemiyorum işte. Evet, isyan ediyorum! Sana, bana, ona… Sevmiyorum böyle gidişleri, sevmiyorum. Nasıl gidersin ben izin vermeden, bensiz? Bensiz nereye gidersin? Ne yaparsın söyle?

- Benim için de kolay olmadı, inan. Zordu senden gitmek. Yokluğun koca bir boşluk içimde. Çok yoksulum şimdi. Özlüyorum seni.

- Ben de seni. Yerin hala aynı. Sıcaklığın soğumadı. Kimseye vermiyorum yerini. Biliyorsun, değil mi?

- Biliyorum. Ben de… Ben de…

- Ne zaman döneceksin?

- Ben dengesizin biriyım!

- …

- Bebeğim!

- …

- …

- Ben gidiyorum.

- Peki(!).

Oyuncakların da isyan hakkı vardır…

Oyuncakların da isyan hakkı vardır…

Aptal herif! Öyle davrandığında seni kıskanacağımı falan mı düşünüyorsun acaba? Komik olma lütfen.

Canın sıkıldı, değil mi? Orada canın sıkıldı ve bir oyuncağın olduğunu hatırladın sen de. Bakalım yerinde duruyor mu hala diye de bakmaya geldin, öyle değil mi? Nasıl olsa sözde vermişti. ‘Hep seni seveceğim, ne olur doğru düzgün bir karar ver, kendine dürüst ol…’’ Yerinde duruyor mu sandın? Nasıl olsa sözünü tutardı. Ama oyuncak bu kez sözünü tutmadı be adam. Evet, oyuncakların da isyan hakkı varmış bak. Öğrenmiş olduk böylece.

Lütfen arkadaşlarımı alet etme pis oyunlarına ve kendi evinde oyna artık. Çok istiyorsan başka oyuncak bul. Ama buraya bulaşma.

20 yaşımın son gecesi…

İçim buruk biraz. Her doğum günümde hissettiğim gibi hissediyorum yine. Garip bir yoksunluk var. Benden çıkıp gidecek olması yaşımın içimi buruyor, canımı sıkıyor.

Daha yirmiye alışamamışken yirmi bir oluyorum. İnanılır gibi değil! Hala yana yakıla on sekiz yaşımı ararken hem de hiç inandırıcı gelmiyor bu. Büyüyor muyum? Belki.

Büyümek de göreceli tabii. Hayattan ne aldığına, ona ne verdiğine, neler ürettiğine, neleri ıskaladığına, neleri kurduğuna neleri yıktığına ve daha bir sürü şeye bağlı.

Yeni yaşım için kendime dileyebileceğim en iyi dilekleri diliyorum. En iyilerini kendime diliyorum ki ben de çevreme aynılarını yansıtabileyim. :) Ayna misali. Ne verirsen onu alıyorsun sonuçta.


Umarım sağlıklı, huzurlu, mutlu, aşklı ve başarılarla dolu bir yıl geçiririm. :) umarım yeni yaşım benim için hayırlı olur ve en verimli yıllarımdan biri diye anabilirim.